KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI ÜZERINE KISA BİR YOLCULUK

 

ali güneş

gunesali1@gmail.com


Dün emekli olmuş bir arkadaşımı aradım.

Biraz sohbet ettik…

Hâl hatırdan sonra, “emekliliğin nasıl gittiğini, ne işler yaptığını” sordum.

“Vakit geçiremediğini, sıkıldığını” ifade etti.

“Kendini bir şeylerle meşgul et, mesela tarımla uğraş, bir iki koyun al, üç dört tavuk besle” dedim.

“Hocam yaşım geçti, bu saatten sonra bunlarla hiç uğraşamam” dedi.

“Kitap oku, yeni bilgiler edin, yeni zihinsel seyahatlere çık, farklı diyarlarda yeni insanlarla tanış…Okumakta fayda var… yeni bilgiler edinirsiniz, zihninizi taze tutar, sizi gençleştirir, dinç ve zinde tutar” diye tavsiyede bulundum.

Sitemkâr bir şekilde, “hocam okuduk da ne oldu, dönüp baktığımda koca bir ömür geçmiş, hiçbir şey değiştirememişiz…Hiçbir şeye katkı sağlayamamışız. Okumak, düşünmeyi, düşünce eylemi, eylem ise bir şeyleri değiştirmeyi gerektirir. Bu da olmadı, olamıyor” dedi.

Telefon görüşmemizden sonra Türkiye'deki okuma alışkanlığının seviyesi, dünya ölçeğindeki durumumuzla ile ilgili kısa bir araştırma yaptım. Edindiğim bilgi mevcut bilgilerimi de yok etti.

Araştırma da gördüğüm:

· “Türkiye'de insanlar günde 6 saatten fazla televizyon izleyip 3-5 saat internete girerken sadece 1 dakikasını kitap okumaya ayırıyormuş.”

·  “En fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa var. Bunlardan sonra Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 ile izliyor. Türkiye, yüzde 0.1 (Binde bir) okuma oranıyla son sıralarda yer alıyor. Okuma alışkanlığında dünyada 86. sıradayız.”

·  “Okuyanların yüzde 65’i aşk, yüzde 24’ü siyasi, yüzde 13’ü düşünce, yüzde 7’si kişisel gelişim kitapları okuyor.”

·  “Kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyor.”

 

Bunların hepsi çok önemli, ancak asıl dikkatimi çeken ise, “Kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada yer” alıyor olması.


Bu ihtiyaçların sırası kişilere göre değişir, ancak günümüz şartlarında kitap okuma ihtiyacından daha önemli ne olabilir diye zihnimde bir sıralama yapmaya çalıştım. Katılmayan el kaldırsın…


1.    Yüksek Makam

2.    Sağlam bir koltuk

3.    Çok yüksek maaş

4.    Tanınmış mağazalarda giyinmek

5.    Lüks bir saat

6.    Lüks ayakkabı

7.    Lüks araba

8.    Villalar

9.    Hafta sonu lüks lokantalarda yemem yemek

10. Yurtdışı tatilleri

11.  Çocuklarımızı özel okullarda okutmak

12. Mümkünse çocuklarımızı üniversite için yurt dışına göndermek

13. Hizmetçiler…

14. …………

 

Bu sıralama hoşuma gitmedi desem yalan olur! Ağzımın suyunu akıtıyor… Neyini saklayım belki de içimdekileri dışa vuruyorum!

 

Amma… Bütün bunların karşılanabilmesi için iyi bir maaş, seviyeli bir çevre, birazda yan desteklere ihtiyaç var.


· Vahşi Kapitalizm ve tüketim kültürü çoğumuzu teslim almış ve bizleri köleleştirmiş.

· Vahşi Kapitalizm ve tüketim kültürü çoğumuzu robota bağlamış. Kısaca haftanın 5 günü delicesine çalışmamızı, hafta sonları da tüketmemizi istiyor. Delicesine tüketiyoruz. Okumaya ve hatta düşünmeye zaman mı var…

· Ne kadar çok tüketirsek o kadar değerimiz var, aksi takdirde yaşayan bir ölü kategorisindeyiz. Çünkü çoğumuzun bizimle ilgilenmesini, ne güzel arabası var, villası çok güzelmiş, saatinin markasını gördün mü, vs. gibi sözlere ihtiyacımız var. Hoşumuz gidiyor…Kimliğimizi onaylatmamız gerekiyor, yoksa mahvoluruz…    

· Dolaysıyla bilinç altımızda “değerli olmak için ne yapıp yapıp çok çalışmalıyız, çok satın almalıyız… çok tüketmeliyiz… ve çevremizde hatırı sayılır birisi olmalıyız” düşüncesi sürekli bizi itekliyor… Yaşasın modern kölelik…

· Çünkü hepimiz tükettiklerimizle, arabamızla, evimizle, elbisemizle, kullandığımız cep telefonu, gittiğimiz lokanta, vs. ile tanımlıyoruz…

· Kimliklerimiz birer eşyaya, tüketim malzemesine dönüşmüş… Ye, iç, tüket ve…

· İçimiz boşalmış…

· Öz benliğimizi kaybetmişiz…

 

“Bütün bu uğraşlar içinde kitap okumak da neyin nesi” diyebilirsiniz.

 

ANCAK

 

Yine de direne direne okumaya devam etmeliyiz diye düşünüyorum… Pes etmek yok. Çünkü vahşi kapitalizm ve hatta bazıları okumamamızı ve düşünmememizi istiyor.  

 NEDEN

Kitap okumanın kişiye sayılamayacak kadar faydası var da ondan…

MESELA

Yapmış olduğum araştırmadan kitap okuma ile ilgili çıkan olası faydalar...

Bilgi edinmeyi sağlar: Kitaplar, dünyadan bilgi edinmenin en iyi kaynaklarından birisidir. Herhangi bir konuda bilgi edinmek isteyen bir kişi, konuyla ilgili kitapları okuyarak bilgisini artırabilir, geliştirebilir. Kitaplar, insanların farklı konularda derinlemesine bilgi edinmelerine, uzmanlaşmalarına ve bilgi dağarcığının genişlemesine olanak sağlar.

Kelime hazinesinin geliştirir: Günlük kullandığımız kelime sayısına bakarsak sınıfta kalırız. Kitap okumak, kişinin kelime dağarcığını geliştirir ve genişletir. Kitaplar, zengin bir dil kullanarak okuyuculara yeni kelimeler öğretir, bu kelimelerin anlamlarını açıklar ve kelimelerin arkasında yatan derin anlamları kavrayabilmeyi sağlar. Bu süreç, okuyucunun kelime hazinesinin artmasına, daha zengin bir dil kullanmasına ve farklı anlamlar çıkarmamasına yardımcı olur.

Düşünme yeteneğinin geliştirir: Kitaplar, insanların düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Okuma sırasında, insanlar birçok farklı karakter, senaryo, konu ve olasılıklarla karşılaşırlar ve bunları anlamak için kendi düşünce süreçlerini kullanmak zorundadırlar. Bu süreç, düşünme becerilerinin geliştirilmesine ve soru sormasına yardımcı olur.

Empati yeteneğinin gelişmesi: Hayatımız önyargılarla dolu. Ben merkezli düşünüyoruz, egomuz ve enaniyetimiz çok yüksek. Kimseyi beğenmiyoruz. Kitaplar, okuyucuların empati yeteneğini geliştirir. Bir hikâye okuyan bir kişi, karakterlerin duygularını ve motivasyonlarını anlamaya çalışır ve bu süreçte empati yeteneği gelişir. Bu, kişiler arası ilişkilerde daha iyi bir anlayışa sahip olmayı sağlar.

Stres azaltıcı etkisi: Kitap okumak, stresi azaltmaya yardımcı olur. Fiziki mekândan çıkıp zihinsel dünya da yolculuk yaparız. Bazıları her ne kadar hayalcilik da dese, kitap okumak yeni zihinsel seyahatlere çıkmaya, farklı diyarlarda yeni insanlarla tanışmaya…onları anlamaya, dostluklar kurmaya kapı aralar…Böylece zihni rahatlatır ve kişinin kendini rahatlamış hissetmesini sağlar. Bu da stres seviyesinin azalmasına ve kişinin daha mutlu hissetmesine yardımcı olur.

Yaratıcılığın gelişmesi: En tehlikeli faydası budur kitap okumanın. Kitap okumak, kişinin yaratıcılığını geliştirir. Kitaplardaki farklı konular, senaryolar ve karakterler, okuyucunun hayal gücünü zorlar, zor sorular sormaya başlatır, sorulara cevap bulmak için debelenip durdurur ve bu da yaratıcılığın artmasına, farklı çıkış noktalarının olduğunun farkına varılmasına yol açar.

Toplumsal farkındalığın artması: Kitaplar, okuyucuların toplumsal farkındalıklarını artırır. Çünkü toplumda yaşayan herkesin bir hikayesi var, bir dünyası var…farklı algısı var. Kısaca dünya “BEN” den ibaret değil. Kitaplar, farklı kültürler, yaşam tarzları ve dünya görüşleri hakkında bilgi edinmeyi sağlar. Bu, okuyucunun dünyayı daha iyi anlamasına ve daha açık fikirli olmasına yardımcı olur.

 “Hocam, bütün bunlar tamam da kitap okuma alışkanlıklarımızı nasıl geliştireceğiz. Hocalar fildişi kulelerinde oturup, hep konuşup duruyorlar. Neden topluma okuma alışkanlığını kazandırmadınız?” kazandıramadınız sorusunu soruyorsunuz gibi hissediyorum. Kusura bakmayın “kelin ilacı olsa başına sürer.” Ben de bilmiyorum. Ama okuduklarımdan ve araştırmalarımda çıkan bazı önerileri sizinle paylaşmak istiyorum.

OLASI ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye'de kitap okuma alışkanlığının genellikle düşük seviyede olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu sorunun çözümü için, aşağıdaki öneriler düşünülebilir:

Okuma kültürünün geliştirilmesi: Kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için öncelikle, okuma kültürünün geliştirilmesi gerekiyor. Bu da ilk önce ailede başlamalı. Anne babalar çocuklarına örnek olmalılar. Kültür edinim yollarından birisi de taklit olduğundan çocuklarımız bizi taklit ediyorlar. Ayrıca, okuma kültürü için gerek evde gerekse toplum nezrinde farklı okuma etkinlikleri ve kampanyaları, okuma kulüpleri, okuma etkinlikleri gibi çeşitli aktivitelerle yapılabilir.

Okuma alışkanlığının teşvik edilmesi: Okuma alışkanlığı, özellikle çocukluk döneminde kazanılır. Bu nedenle, okuma alışkanlığının çocuklara erken yaşta kazandırılması gerekiyor. Bu, okuma etkinlikleri, hikâye saati etkinlikleri, okul kütüphaneleri gibi çeşitli aktivitelerle yapılabilir.

Okuma materyallerinin erişilebilir hale getirilmesi: Kitapların daha kolay erişilebilir hale getirilmesi, kitap okuma alışkanlığının kazanılması için önemlidir. Günümüzde kaynaklara ulaşmak gittikçe kolaylaşmaktadır. Bu da kitap kampanyaları, kitap değişim etkinlikleri, kitapçılar, kütüphaneler gibi kaynakların daha yaygın hale getirilmesi ile yapılabilir.

Yazarların desteklenmesi: Yazarların desteklenmesi, kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için önemlidir. Bu, yerli yazarların desteklenmesi, yazar etkinlikleri, imza günleri gibi etkinliklerle yapılabilir.

Kitap okuma etkinliklerinin yaygınlaştırılması: Kitap okuma etkinlikleri, kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için önemlidir. Bu etkinlikler, okuma saatleri, okuma yarışmaları, kitap fuarları gibi çeşitli etkinliklerle yapılabilir.

Teknolojiyi kullanarak kitap okuma alışkanlığı kazandırılması: Teknolojinin hızla gelişmesi, kitap okuma alışkanlığını kazanmak için de kullanılabilir. Sesli kitaplar, e-kitaplar, okuma uygulamaları gibi çeşitli teknolojik kaynaklar, kitap okuma alışkanlığı kazanmaya yardımcı olabilir.

Yarışmalarla kitap okuma alışkanlığı kazandırılması: Okuma yarışmaları, kitap okuma alışkanlığının kazanılması için önemlidir. Bu, okullarda düzenlenebilecek okuma yarışmaları, kitap kulüpleri tarafından düzenlenebilecek yarışmalar, online yarışmalar gibi çeşitli yarışmalarla yapmak.

Kalın sağlıcakla….

 Ali Güneş

 

 

Comments

Popular posts from this blog