21. Y.Y ÜNİVERSİTESİ NASIL OLMALIDIR?
ali güneş
Üniversite nedir?
Üniversite, eğitim aşamaları dikkate alındığında
eğitimin en yüksek eğitim kademesi olup lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerine
devam eden öğrencilere akademik programlar ve araştırma fırsatları sağlayan bir
yüksek öğretim kurumudur. Üniversiteler, bireylerin yeteneklerini ve
bilgilerini geliştirmeleri için bir platform sağlayarak, araştırma yoluyla yeni
bilgiler üreterek ve toplumların ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda
bulunarak içinde bulundukları toplumun ilerlemesinde çok önemli rol
oynamaktadırlar.
Bir üniversitenin, dünya ölçeğinde kabul edilmiş
fonksiyonlarına bakıldığında aşağıdaki özelliklerinden birkaçından bahsetmek
olası görülmektedir. Her şeyden önce, bir üniversite en üst seviyede öğretme
ve öğrenme yeridir. Kısaca bir üniversitenin en önemli işlevi, öğrencilere
yüksek kaliteli eğitim sağlamaktır. Bu süreç, çok çeşitli akademik programlar,
laboratuvar çalışmaları, araştırma fırsatları, kurslar ve diğer deneyimsel
öğrenme metotları aracılığı ile öğrencilere sunularak gerçekleştirilmeye
çalışılmasının yanında öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık, problem
çözme ve iletişim becerilerinin gelişimini desteklemeyi içerir. Üniversiteler,
alanında uzman, ders içeriği geliştirmek ve sunabilecek, öğrencilere rehberlik
edebilecek, mesleki ve bireysel ilerlemelerini değerlendirmekten sorumlu
nitelikli öğretim üyelerini istihdam ederler.
Bir üniversitenim bir diğer işlevi ise en üst
seviye de bir araştırma kurumu olmasıdır. Üniversiteler, öğretim
üyelerinin ve öğrencilerin çok çeşitli disiplinlerde çalışmalar ve proje yaparak
bilgi ürettiği araştırma merkezleridir. Üniversiteler, yürüttüğü ileri
düzeydeki araştırmalar ile yeni bilgi ve düşünce üretilmesine, yeni
teknolojilerin geliştirilmesine, sosyal ve ekonomik koşulların
iyileştirilmesine katkı sağlamaktadırlar. Üniversiteler, bu işlevi yerine
getirirken genel olarak kendi bünyelerinde araştırma merkezleri, enstitüleri ve
laboratuvarları kurma ve geliştirmenin yanında üniversite dışında da çeşitli iş
birliktelikleri kurarak araştırma alt yapılarını ve kapasitelerini geliştirirler.
Buna ilaveten üniversiteler, hem araştırma
sonuçları, üretim bilginin topluma yaymalı ve sunulmalı hem de topluma ile iç
içe olmalıdırlar. Üniversiteler gerek kamu hizmeti ve sivil katılım gerekse kültürel
zenginleşme için fırsatlar sağlayarak toplumsal katılım için merkezler olarak
hizmet ederler. Üniversiteler, toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarını ele
almak, çözüm üretmek ve toplumun refahını artırmak için genellikle yerel
kuruluşlar, işletmeler ve devlet kurumlarıyla ortaklık kurarlar.
Ayrıca, üniversiteler, çalışan akademik ve idari personel
ile belirli alanlarda bilgi ve becerilerini geliştirmek isteyen bireyler için “hayat
boyu öğrenme” prensibi çerçevesinde profesyonel gelişim ve sertifika programları,
atölye çalışmaları ve seminerler sunarak bireysel gelişme sürecine katkı
sağlarlar. Bu programlar genellikle “sürekli eğitim” kurslarını, yönetici
eğitimini ve sertifika programlarını içerir.
21. Y.Y Üniversitesi Nasıl olmalıdır?
2.
Dünya Savaşından sonra dünya birçok alanda büyük değişimlere sahne oldu, olmaya
da devam ediyor. Üniversiteler, her ne kadar geleneksel işlevlerinin birçoğunu
hala devam ettirseler de doğal olarak bu değişimden nasibini aldılar ve almaya
da devam ediyorlar. Kısaca 21. yüzyılda üniversiteler, toplumun ve işgücünün
değişen ihtiyaçlarını karşılamak, çözüm üretmek için farklılaşma göstermek
durumunda kaldılar. Gelinen nokta da üniversitelerin, artık öğrencilerin sadece
teorik kavramları öğrendiği yerler değil, yenilik, araştırma ve pratik beceri
geliştirme merkezleri haline dönüşmüş olduğu görülmektedirler. 21. yüzyıl
üniversitesinin belli özelliklerini okuduklarımdan ve tecrübelerimden yola
çıkarak sıralayacak olursa şunları söyleyebilirim. Tabii buna birçok farklı
görüşler de eklenebilir.
21. yüzyıl üniversitesi, teknolojik entegrasyona
önem veren yer olarak göze çarpmaktadır. Günümüzde üniversite,
öğrenme sürecini gerçekleştirmek ve geliştirmek için teknolojiyi eğitim-öğretimin
bir parçası haline getirmeyi hedeflemektedir. Bunu pandemi döneminde sıklıkla
görmenin yanında, üniversiteler çevrimiçi öğrenme platformları, dijital ders
kitapları, sanal ve artırılmış gerçeklik araçları ve diğer teknoloji tabanlı
öğrenme kaynakları öğrencilerine, hatta üniversite dışındaki insanlara
sunmaktadır. Hatta birçok tanınmış üniversite, çevrimiçi olarak belli oranlarda
uluslararası düzeyde eğitim ve diploma vermektedir. Önümüzdeki günlerde bu
sayının artacağını, devletlerin bu tür eğitim ve diplomaları tanıyacağını
düşünüyorum. Bu nedenle, üniversiteler, öğrencilerine en son teknolojiye erişim
sağlamak ve onları kullanmak için iyi donanımlı olmaları için yoğun çaba
sarfetmektedirler.
21. yüzyıl üniversitesinin bir diğer özelliği ise,
eğitim-öğretime disiplinlerarası bir yaklaşım sergilemesidir. Toplumların
sorunları giderek daha karmaşık hale gelmekte ve bu sorunların çözümü
noktasında ise tek bir yaklaşım yeterli görülmemektedir. Multidisipliner
çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bir 21. yüzyıl üniversitesi, öğrencilerini
farklı çalışma alanlarını keşfetmeye, disiplinler arasında iş birliği yapmaya
ve bilgilerini gerçek dünyadaki zorluklara uygulamaya teşvik ederek sorunların
çözümü kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Bu yaklaşım, öğrencilerin toplumun
karşı karşıya olduğu sorunlara ve çözümlerine ilişkin bütüncül bir anlayış
geliştirmelerine yardımcı olur ve onları hızla değişen bir dünyada kariyer için
hazırlar.
21. yüzyıl üniversitesi, gittikçe kendisini küresel
perspektif çerçevesinde konuşlandırmaya gayret sarfetmektedir. Aslında
adında anlaşılacağı gibi bilginin evrenselliği dikkate alınarak üniversitelerin
gerek eğitim öğretim gerekse e[‘t’m bakış açısı itibariyle yerel olması
düşünülemez. Bir 21. yüzyıl üniversitesi, dünya ölçeğinde bir üniversite olmak
istiyorsa günümüzde küreselleşme ile birbirine bağlı dünyada küresel bir bakış
açısına da sahip olması gerekir. Çünkü küreselleşmenin yükselişiyle birlikte,
üniversiteler giderek artan bir şekilde uluslararası eğitim ve araştırma faaliyetleriyle
ilgilenmektedir. Birçok üniversite, yurtdışında eğitim programları,
uluslararası ortaklarla araştırma iş birlikleri ve uluslararası öğrenciler ve
akademisyenler ile küreselleşme perspektifine katkı sunarlar. Bu girişimler,
ortak araştırma proje, bilgi ve tecrübe paylaşımı, kültürel alışverişini teşvik
eder, küresel farkındalığı artırır ve küresel bir bilgi ekonomisinin
gelişmesine katkı sağlar. Bu da üniversitelerin uluslararası iş birliğini
geliştirmesi, yurtdışında eğitim fırsatları sunması ve kültürler arası anlayışı
teşvik etmesi gerektiği anlamına gelir. Öğrencilerin küresel bir pazarda
çalışmaya ve farklı bölgelerin kültürel nüanslarını anlamaya hazırlıklı
olmaları gerekir.
21. yüzyıl üniversitesinin bir diğer özelliği ise,
üniversite öğrencilerine girişimci beceri ve bakış açışı kazandırmayı
ilke edinerek teşvik eder. Bu da üniversitelerin öğrencilerin kendi işlerini
kurmalarına, yeni girişim çalışmalarına girişmelerine ve gerçek dünya
sorunlarına yenilikçi çözümler üretmesine katkı sağlaması anlamına gelir.
Öğrenciler risk almaya ve gelecekteki kariyerleri hakkında yaratıcı düşünmeye
hazır hale getirilir.
Buna ilaveten bir 21. yüzyıl üniversitesi,
öğrencilerin bireysel öğrenme becerilerinin gelişmesine katkı sağlar ve
teşvik eder. Üniversite, her öğrencinin farklı öğrenme becerileri ve
ihtiyaçlarına sahip olduğunun farkında olarak müfredat programlarını bu
doğrultu da belirler, kariyer ofisleri aracılığı ile belli sertifika
programları ve seminerler düzenleyerek bireysel ihtiyaç ve ilgi alanlarına
hitap eden kişiselleştirilmiş öğrenme fırsatları sunmalıdır. Bu da proje
tabanlı öğrenmeyi, bireyin öğrenme ve yetkinlik kazanmasına dayalı eğitimi
içerebilir.
Son olarak, 21. yüzyıl üniversitesi, sürdürülebilirliğin
önemini kabul edip ve bunu eğitim-öğretim ile kampüs yaşamının her alanında
uygulamaya koymalıdır. Bu da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını,
atığın azaltılmasını ve öğrenciler ve personel arasında sürdürülebilir
uygulamaların teşvik edilmesini içerir. Üniversiteler, öğrencileri çevresel
sürdürülebilirliğin önemini anlayan sorumlu vatandaşlar olarak hazırlamalıdır.
Sonuç olarak, bir 21. yüzyıl üniversitesi,
öğrencileri modern dünyanın zorluklarına hazırlayan dinamik ve yenilikçi bir
kurum olmalıdır. Böyle bir üniversite, öğrencilere en son teknolojiye erişim
sağlamalı, disiplinlerarası işbirliğini teşvik etmeli, küresel bir bakış açısı
kazandırmalı, girişimci bir bakış ve beceri teşvik etmesi, bireysel öğrenme
becerisinin öğrenme fırsatları sunmalı ve sürdürülebilirliği eğitim ve kampüs
yaşamının her alanına uygulamalıdır.
Comments
Post a Comment