21. Y.Y ÜNİVERSİTESİ NASIL OLMALIDIR?

 ali güneş

gunesali1@gmail.com

 

Üniversite nedir?

Üniversite, eğitim aşamaları dikkate alındığında eğitimin en yüksek eğitim kademesi olup lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerine devam eden öğrencilere akademik programlar ve araştırma fırsatları sağlayan bir yüksek öğretim kurumudur. Üniversiteler, bireylerin yeteneklerini ve bilgilerini geliştirmeleri için bir platform sağlayarak, araştırma yoluyla yeni bilgiler üreterek ve toplumların ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunarak içinde bulundukları toplumun ilerlemesinde çok önemli rol oynamaktadırlar.

Bir üniversitenin, dünya ölçeğinde kabul edilmiş fonksiyonlarına bakıldığında aşağıdaki özelliklerinden birkaçından bahsetmek olası görülmektedir. Her şeyden önce, bir üniversite en üst seviyede öğretme ve öğrenme yeridir. Kısaca bir üniversitenin en önemli işlevi, öğrencilere yüksek kaliteli eğitim sağlamaktır. Bu süreç, çok çeşitli akademik programlar, laboratuvar çalışmaları, araştırma fırsatları, kurslar ve diğer deneyimsel öğrenme metotları aracılığı ile öğrencilere sunularak gerçekleştirilmeye çalışılmasının yanında öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık, problem çözme ve iletişim becerilerinin gelişimini desteklemeyi içerir. Üniversiteler, alanında uzman, ders içeriği geliştirmek ve sunabilecek, öğrencilere rehberlik edebilecek, mesleki ve bireysel ilerlemelerini değerlendirmekten sorumlu nitelikli öğretim üyelerini istihdam ederler.

Bir üniversitenim bir diğer işlevi ise en üst seviye de bir araştırma kurumu olmasıdır. Üniversiteler, öğretim üyelerinin ve öğrencilerin çok çeşitli disiplinlerde çalışmalar ve proje yaparak bilgi ürettiği araştırma merkezleridir. Üniversiteler, yürüttüğü ileri düzeydeki araştırmalar ile yeni bilgi ve düşünce üretilmesine, yeni teknolojilerin geliştirilmesine, sosyal ve ekonomik koşulların iyileştirilmesine katkı sağlamaktadırlar. Üniversiteler, bu işlevi yerine getirirken genel olarak kendi bünyelerinde araştırma merkezleri, enstitüleri ve laboratuvarları kurma ve geliştirmenin yanında üniversite dışında da çeşitli iş birliktelikleri kurarak araştırma alt yapılarını ve kapasitelerini geliştirirler.

Buna ilaveten üniversiteler, hem araştırma sonuçları, üretim bilginin topluma yaymalı ve sunulmalı hem de topluma ile iç içe olmalıdırlar. Üniversiteler gerek kamu hizmeti ve sivil katılım gerekse kültürel zenginleşme için fırsatlar sağlayarak toplumsal katılım için merkezler olarak hizmet ederler. Üniversiteler, toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarını ele almak, çözüm üretmek ve toplumun refahını artırmak için genellikle yerel kuruluşlar, işletmeler ve devlet kurumlarıyla ortaklık kurarlar.

Ayrıca, üniversiteler, çalışan akademik ve idari personel ile belirli alanlarda bilgi ve becerilerini geliştirmek isteyen bireyler için “hayat boyu öğrenme” prensibi çerçevesinde profesyonel gelişim ve sertifika programları, atölye çalışmaları ve seminerler sunarak bireysel gelişme sürecine katkı sağlarlar. Bu programlar genellikle “sürekli eğitim” kurslarını, yönetici eğitimini ve sertifika programlarını içerir.

 21. Y.Y Üniversitesi Nasıl olmalıdır?

2. Dünya Savaşından sonra dünya birçok alanda büyük değişimlere sahne oldu, olmaya da devam ediyor. Üniversiteler, her ne kadar geleneksel işlevlerinin birçoğunu hala devam ettirseler de doğal olarak bu değişimden nasibini aldılar ve almaya da devam ediyorlar. Kısaca 21. yüzyılda üniversiteler, toplumun ve işgücünün değişen ihtiyaçlarını karşılamak, çözüm üretmek için farklılaşma göstermek durumunda kaldılar. Gelinen nokta da üniversitelerin, artık öğrencilerin sadece teorik kavramları öğrendiği yerler değil, yenilik, araştırma ve pratik beceri geliştirme merkezleri haline dönüşmüş olduğu görülmektedirler. 21. yüzyıl üniversitesinin belli özelliklerini okuduklarımdan ve tecrübelerimden yola çıkarak sıralayacak olursa şunları söyleyebilirim. Tabii buna birçok farklı görüşler de eklenebilir.

21. yüzyıl üniversitesi, teknolojik entegrasyona önem veren yer olarak göze çarpmaktadır. Günümüzde üniversite, öğrenme sürecini gerçekleştirmek ve geliştirmek için teknolojiyi eğitim-öğretimin bir parçası haline getirmeyi hedeflemektedir. Bunu pandemi döneminde sıklıkla görmenin yanında, üniversiteler çevrimiçi öğrenme platformları, dijital ders kitapları, sanal ve artırılmış gerçeklik araçları ve diğer teknoloji tabanlı öğrenme kaynakları öğrencilerine, hatta üniversite dışındaki insanlara sunmaktadır. Hatta birçok tanınmış üniversite, çevrimiçi olarak belli oranlarda uluslararası düzeyde eğitim ve diploma vermektedir. Önümüzdeki günlerde bu sayının artacağını, devletlerin bu tür eğitim ve diplomaları tanıyacağını düşünüyorum. Bu nedenle, üniversiteler, öğrencilerine en son teknolojiye erişim sağlamak ve onları kullanmak için iyi donanımlı olmaları için yoğun çaba sarfetmektedirler.

21. yüzyıl üniversitesinin bir diğer özelliği ise, eğitim-öğretime disiplinlerarası bir yaklaşım sergilemesidir. Toplumların sorunları giderek daha karmaşık hale gelmekte ve bu sorunların çözümü noktasında ise tek bir yaklaşım yeterli görülmemektedir. Multidisipliner çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bir 21. yüzyıl üniversitesi, öğrencilerini farklı çalışma alanlarını keşfetmeye, disiplinler arasında iş birliği yapmaya ve bilgilerini gerçek dünyadaki zorluklara uygulamaya teşvik ederek sorunların çözümü kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Bu yaklaşım, öğrencilerin toplumun karşı karşıya olduğu sorunlara ve çözümlerine ilişkin bütüncül bir anlayış geliştirmelerine yardımcı olur ve onları hızla değişen bir dünyada kariyer için hazırlar.

21. yüzyıl üniversitesi, gittikçe kendisini küresel perspektif çerçevesinde konuşlandırmaya gayret sarfetmektedir. Aslında adında anlaşılacağı gibi bilginin evrenselliği dikkate alınarak üniversitelerin gerek eğitim öğretim gerekse e[‘t’m bakış açısı itibariyle yerel olması düşünülemez. Bir 21. yüzyıl üniversitesi, dünya ölçeğinde bir üniversite olmak istiyorsa günümüzde küreselleşme ile birbirine bağlı dünyada küresel bir bakış açısına da sahip olması gerekir. Çünkü küreselleşmenin yükselişiyle birlikte, üniversiteler giderek artan bir şekilde uluslararası eğitim ve araştırma faaliyetleriyle ilgilenmektedir. Birçok üniversite, yurtdışında eğitim programları, uluslararası ortaklarla araştırma iş birlikleri ve uluslararası öğrenciler ve akademisyenler ile küreselleşme perspektifine katkı sunarlar. Bu girişimler, ortak araştırma proje, bilgi ve tecrübe paylaşımı, kültürel alışverişini teşvik eder, küresel farkındalığı artırır ve küresel bir bilgi ekonomisinin gelişmesine katkı sağlar. Bu da üniversitelerin uluslararası iş birliğini geliştirmesi, yurtdışında eğitim fırsatları sunması ve kültürler arası anlayışı teşvik etmesi gerektiği anlamına gelir. Öğrencilerin küresel bir pazarda çalışmaya ve farklı bölgelerin kültürel nüanslarını anlamaya hazırlıklı olmaları gerekir.

21. yüzyıl üniversitesinin bir diğer özelliği ise, üniversite öğrencilerine girişimci beceri ve bakış açışı kazandırmayı ilke edinerek teşvik eder. Bu da üniversitelerin öğrencilerin kendi işlerini kurmalarına, yeni girişim çalışmalarına girişmelerine ve gerçek dünya sorunlarına yenilikçi çözümler üretmesine katkı sağlaması anlamına gelir. Öğrenciler risk almaya ve gelecekteki kariyerleri hakkında yaratıcı düşünmeye hazır hale getirilir.

Buna ilaveten bir 21. yüzyıl üniversitesi, öğrencilerin bireysel öğrenme becerilerinin gelişmesine katkı sağlar ve teşvik eder. Üniversite, her öğrencinin farklı öğrenme becerileri ve ihtiyaçlarına sahip olduğunun farkında olarak müfredat programlarını bu doğrultu da belirler, kariyer ofisleri aracılığı ile belli sertifika programları ve seminerler düzenleyerek bireysel ihtiyaç ve ilgi alanlarına hitap eden kişiselleştirilmiş öğrenme fırsatları sunmalıdır. Bu da proje tabanlı öğrenmeyi, bireyin öğrenme ve yetkinlik kazanmasına dayalı eğitimi içerebilir.

Son olarak, 21. yüzyıl üniversitesi, sürdürülebilirliğin önemini kabul edip ve bunu eğitim-öğretim ile kampüs yaşamının her alanında uygulamaya koymalıdır. Bu da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını, atığın azaltılmasını ve öğrenciler ve personel arasında sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesini içerir. Üniversiteler, öğrencileri çevresel sürdürülebilirliğin önemini anlayan sorumlu vatandaşlar olarak hazırlamalıdır.

Sonuç olarak, bir 21. yüzyıl üniversitesi, öğrencileri modern dünyanın zorluklarına hazırlayan dinamik ve yenilikçi bir kurum olmalıdır. Böyle bir üniversite, öğrencilere en son teknolojiye erişim sağlamalı, disiplinlerarası işbirliğini teşvik etmeli, küresel bir bakış açısı kazandırmalı, girişimci bir bakış ve beceri teşvik etmesi, bireysel öğrenme becerisinin öğrenme fırsatları sunmalı ve sürdürülebilirliği eğitim ve kampüs yaşamının her alanına uygulamalıdır.

 

Comments

Popular posts from this blog