ARAŞTIRMA VE EĞİTİM VEREN ÜNİVERSİTELER: KISA BİR KARŞILAŞTIRMA
ali
güneş
Son yıllarda ülkemizde araştırma
Üniversitesi kavramı sıkça kullanılmaya başladı.
Hatta bazı üniversitelerimiz
gerek teknik gerekse sosyal bilimler alanında araştırma Üniversitesi olarak
belirlenerek faaliyet alanları genişletildi.
İlk olarak şunu belirtmeliyim ki,
bir üniversite araştırma ve öğretim faaliyetinden asla ayrı düşünülemez, her
ikisi birbirini tamamlar, ülkemizde de genel durum bu şekilde diye düşünüyorum.
Ancak araştırma ve eğitimin iç
içe girmesine rağmen dünya örnekler de incelendiğinde araştırma ve eğitim veren
üniversiteleri arasında bazı önemli farklılıkların olduğu da görülmektedir. Bu
durumda üniversiteler, misyon ve vizyonlarını dikkate alarak kendi bireysel yol
haritalarını belirlerse kurumsallaşma bazında daha sağlıklı mesafe
alabilecekleri gibi kendi faaliyet alanlarını da netleştirerek gerek bilimsel
çalışmalarda gerekse eğitim faaliyetlerinde net çizgilerini belirlemiş olurlar.
Şimdi fazla uzatmadan araştırma
ve eğitim veren üniversitelerinin aralarındaki farklara kısaca bir göz atalım.
Araştırma Üniversitelerinin Özellikleri
Araştırma üniversiteleri, öğretim
ve toplumsal katılımlarının yanı sıra araştırma faaliyetlerine öncelik veren
yüksek öğrenim kurumlarıdır. Araştırma üniversiteleri, misyon ve vizyonlarının önemli
bir parçası olarak araştırmaya öncelik verir ve araştırma faaliyetlerini ana
faaliyetlerinin merkezine oturturlar ve bunun için ciddi kaynak ayırırlar. Bu
kurumlar, karmaşık sorunlara en son araştırmaları ve yenilikçi çözümleri
üretmeleriyle hedeflerler. Araştırma üniversiteleri, belirli bir alanda veya
alanlarda araştırma yapmayı, bilgi üretmeyi ve ilerletmeyi güçlü bir şekilde savunurlar.
Genellikle araştırma projelerine yoğun bir şekilde dahil olan birçok araştırma
tesisi, araştırma odaklı öğretim üyeleri ve lisansüstü öğrencileri vardır.
Araştırma üniversiteleri genellikle eğitim veren üniversitelerden daha büyüktür
ve daha çeşitli akademik programlara sahiptir.
Buna ilaveten, araştırma
üniversitelerindeki öğretim üyelerinin seçimi çok önemlidir. Sadece doktora
derecelerine bakılarak görevlendirilemezler. Belli bir araştırma tecrübesi,
kapsamlı araştırma deneyimine ve yayın potansiyeline sahip olan akademisyenler
arasından seçilirler. Mutlaka bir yabancı dili, özellikle İngilizce dil
yeterliliğine sahip olmaları aranmalıdır. Çünkü 21 yüzyıl Üniversitesinin özellerine
bakıldığında yerelliğin sınırlarının aşılabilmesi, üretilen yeni bilgilerin dünya
ile paylaşmasının önem arz ettiğinden, uluslararası üniversiteler ve bilim
adamları ile ortak çalışmaların yapılabilmeleri, yapılan çalışmaların sunulabilmesi
için yabancı dil bilgisi çok büyük önem arz etmektedir. Kısaca araştırma üniversitelerinde
görevlendirilen akademisyenlerin kendi alanlarında ilerlemeye ve yeni bilgi
üretmeye katkı sağlayabilecek yüksek kalitede araştırmacılar olması beklenir.
Ayrıca, araştırma üniversiteleri lisansüstü
eğitime önem verirler. Bu bağlamda tipik olarak, öğrencileri bağımsız
araştırmacı ve bilim insanı olmaları için eğitmek üzere tasarlanmış, lisansüstü
ve doktora programları da dahil olmak üzere, çeşitli lisansüstü programlar
sunar. Bu programlar, öğrenci seçiminde oldukça seçici ve titizdir olup öğrencilere
danışman hocalar eşliğinde araştırma yapma fırsatları sunarlar. Araştırma
üniversitelerindeki yüksek lisans öğrencileri genellikle en yeni özgün araştırma
projelerinde yer alırlar ve araştırma becerilerini geliştirmek için öğretim üyeleriyle
yakın iş birliği içinde çalışırlar.
Araştırma üniversitelerinin diğer
bir özelliği ise, araştırma faaliyetlerini desteklemek için genellikle devlet
kurumlarından, özel vakıflardan ve endüstri ortaklarından önemli miktarda
finansman alır. Bu fon, araştırmacıların diğer kurumlarda mümkün olmayabilecek
çalışmaları yürütmelerine olanak tanır. Araştırma üniversitelerinin tanımlayıcı
özelliklerinden birisi araştırma yoluyla yeni bilgi üretmek olduğundan araştırma
üniversitelerindeki öğretim üyelerinden, özgün araştırmalar yürütmeleri,
bilimsel makaleler ve kitaplar yayınlamaları ve araştırma projelerini
desteklemek için dış finansman sağlamaları beklenmektedir. Araştırma
üniversitelerinin ayrıca diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak ve
araştırma bulgularını konferanslar ve yayınlar yoluyla yaygınlaştırarak kendi
alanlarının ilerlemesine katkıda bulunmaları beklenmektedir.
Araştırma üniversitelerinde görev
yapan akademisyen, öğrencileri ve araştırma çıktıları yüksek standartlara
sahiptir. Tüm alanlarda mükemmellik için çabalarlar ve kaliteli araştırma ve
eğitim çıktıları üretmekten kendilerini sorumlu tutarlar.
Araştırma üniversitelerinin
genellikle yerel topluluklarıyla güçlü bağları kurması beklenir. Çünkü araştırma
sonuçlarının toplumu olumlu yönde etkilemek, sorunlara çözüm üretmek ve toplum
refahının yükselmesine katkı sağlaması ana hedeflerden birisidir. Örneğin, acil
sosyal sorunları ele almak, bölgelerindeki ve bölge dışındaki insanların yaşam
kalitesini iyileştirmek için sivil toplum kuruluşları, politika yapıcılar ve
diğer paydaşlarla iş birliği yapmaları önem arz etmektedir.
Eğitim Üniversitelerinin
Özellikleri
Eğitim veren üniversitelerinin
temel öncelikli amacı, yüksek kalitede lisans eğitimi sağlamaktır. Eğitim veren
üniversitelerdeki öğretim üyelerinden, kendilerini lisans öğrencilerinin
seçtikleri alanlarda başarılı olmaları için gerekli bilgi ve becerileri
geliştirmelerine yardımcı olabilecek, yetenekli ve özveriyle kendini işine
adamış eğitimciler olması beklenir. Eğitim veren üniversiteleri, araştırma
faaliyeti yürütülürken bunu genellikle kurumun ana birincil amacı olarak
görmezler.
Dolaysıyla eğitim veren
üniversiteler, birincil misyon ve vizyon olarak yüksek kaliteli lisans
eğitimine öncelik verirler. Ana hedef, öğrencilere seçtikleri çalışma alanında
sağlam bir temel eğitim sağlamak ve gelecekteki kariyerlerinde başarılı olmak
için ihtiyaç duydukları becerileri geliştirmelerine yardımcı olmaktır.
Eğitim veren üniversitelerin, öncelikli
amacı yüksek kalitede lisans eğitimi vermek olduğundan öğretim üyelerinden,
kendilerini lisans öğrencilerinin seçtikleri alanlarda başarılı olmaları için
gerekli bilgi ve becerileri geliştirmelerine yardımcı olmaya adamış, yetenekli
ve kendini işine adamış eğitimciler olması beklenir. Eğitim veren üniversiteleri
de araştırma yürütebilirken, genellikle kurumun birincil odak noktası olmayıp, öğretim
üyeleri genellikle kendi çalışma alanlarında uzmandırlar, araştırmadan çok eğitim
konusunda tercih kullanırlar. Öğrenci başarısını destekleyen, ilgi çekici bir
öğrenme ortamı ve metodu oluşturmak yaratmaya kararlıdırlar. Ayrıca, eğitim üniversitelerdeki
öğretim üyeleri, genellikle sınıf dışında öğrenciler tarafından erişilebilir
durumda olmalıdırlar, böylece mentorluk, danışmanlık ve diğer akademik destek
biçimlerini sağlayabilirler. Bu, ekstra yardıma veya rehberliğe ihtiyaç duyan
öğrenciler için özellikle yararlı olabilir. Bunun nedenle, akademisyen seçimi,
atama ve yükselme kriterleri bu doğrultuda yapılmalıdır.
Eğitim veren üniversiteler
genellikle çok çeşitli lisans programları sunarken araştırma üniversitelerinden
daha az lisansüstü programa sahip olması beklenir. Bu programlar, öğrencilerin
seçtikleri alanda giriş seviyesi pozisyonlara veya yüksek lisans veya mesleki okullarda
daha ileri eğitime hazırlamak için tasarlanmıştır.
Eğitim veren üniversitelerde
genellikle araştırma üniversitelerine göre daha küçük sınıflar olması beklenir,
bu da daha fazla bireysel ilgiye, daha kişiselleştirilmiş daha birebir bir
öğrenme deneyimine olanak sağlayabilir. Öğrenciler, hocaları ile etkileşime geçmek,
sınıf tartışmalarına katılmak ve yüz yüze bilgi paylaşımında bulunmak için daha
fazla fırsata sahip olabilir.
Eğitim veren üniversitelerdeki
öğretim üyeleri, genellikle sınıf dışında öğrenciler tarafından erişilebilir
durumdadır ve mentorluk, danışmanlık ve diğer akademik destek biçimlerini
sağlayabilirler. Bu da ekstra yardıma veya rehberliğe ihtiyaç duyan öğrenciler
için özellikle yararlı olabilir.
Son olarak eğitim veren
üniversitelerin, öğrencilerin hizmet içi öğrenime veya toplumsal temelli
araştırma projelerine katılmaları için fırsatlar sağlayarak yerel topluluklar,
sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşlar ile iş birliği içinde olmaları
beklenir. Bu nedenle, eğitim veren üniversiteler, güçlü bir toplumsallık duygusunu
öğretim üyelerine ve öğrencilerine müfredat dışı etkinliklerle eğilmelerine ve katıl
sağlamalarını teşvik ederler.
Bunlara eklenebilecek daha birçok
özellik olabilir. Katkılarını bekleriz.
Kalın sağlıcakla…
Comments
Post a Comment