ARAŞTIRMA VE EĞİTİM VEREN ÜNİVERSİTELER: KISA BİR KARŞILAŞTIRMA 

ali güneş

gunesali1@gmail.com

 

Son yıllarda ülkemizde araştırma Üniversitesi kavramı sıkça kullanılmaya başladı.

Hatta bazı üniversitelerimiz gerek teknik gerekse sosyal bilimler alanında araştırma Üniversitesi olarak belirlenerek faaliyet alanları genişletildi.

İlk olarak şunu belirtmeliyim ki, bir üniversite araştırma ve öğretim faaliyetinden asla ayrı düşünülemez, her ikisi birbirini tamamlar, ülkemizde de genel durum bu şekilde diye düşünüyorum.

Ancak araştırma ve eğitimin iç içe girmesine rağmen dünya örnekler de incelendiğinde araştırma ve eğitim veren üniversiteleri arasında bazı önemli farklılıkların olduğu da görülmektedir. Bu durumda üniversiteler, misyon ve vizyonlarını dikkate alarak kendi bireysel yol haritalarını belirlerse kurumsallaşma bazında daha sağlıklı mesafe alabilecekleri gibi kendi faaliyet alanlarını da netleştirerek gerek bilimsel çalışmalarda gerekse eğitim faaliyetlerinde net çizgilerini belirlemiş olurlar.

Şimdi fazla uzatmadan araştırma ve eğitim veren üniversitelerinin aralarındaki farklara kısaca bir göz atalım.

Araştırma Üniversitelerinin Özellikleri

Araştırma üniversiteleri, öğretim ve toplumsal katılımlarının yanı sıra araştırma faaliyetlerine öncelik veren yüksek öğrenim kurumlarıdır. Araştırma üniversiteleri, misyon ve vizyonlarının önemli bir parçası olarak araştırmaya öncelik verir ve araştırma faaliyetlerini ana faaliyetlerinin merkezine oturturlar ve bunun için ciddi kaynak ayırırlar. Bu kurumlar, karmaşık sorunlara en son araştırmaları ve yenilikçi çözümleri üretmeleriyle hedeflerler. Araştırma üniversiteleri, belirli bir alanda veya alanlarda araştırma yapmayı, bilgi üretmeyi ve ilerletmeyi güçlü bir şekilde savunurlar. Genellikle araştırma projelerine yoğun bir şekilde dahil olan birçok araştırma tesisi, araştırma odaklı öğretim üyeleri ve lisansüstü öğrencileri vardır. Araştırma üniversiteleri genellikle eğitim veren üniversitelerden daha büyüktür ve daha çeşitli akademik programlara sahiptir.

Buna ilaveten, araştırma üniversitelerindeki öğretim üyelerinin seçimi çok önemlidir. Sadece doktora derecelerine bakılarak görevlendirilemezler. Belli bir araştırma tecrübesi, kapsamlı araştırma deneyimine ve yayın potansiyeline sahip olan akademisyenler arasından seçilirler. Mutlaka bir yabancı dili, özellikle İngilizce dil yeterliliğine sahip olmaları aranmalıdır. Çünkü 21 yüzyıl Üniversitesinin özellerine bakıldığında yerelliğin sınırlarının aşılabilmesi, üretilen yeni bilgilerin dünya ile paylaşmasının önem arz ettiğinden, uluslararası üniversiteler ve bilim adamları ile ortak çalışmaların yapılabilmeleri, yapılan çalışmaların sunulabilmesi için yabancı dil bilgisi çok büyük önem arz etmektedir. Kısaca araştırma üniversitelerinde görevlendirilen akademisyenlerin kendi alanlarında ilerlemeye ve yeni bilgi üretmeye katkı sağlayabilecek yüksek kalitede araştırmacılar olması beklenir.

Ayrıca, araştırma üniversiteleri lisansüstü eğitime önem verirler. Bu bağlamda tipik olarak, öğrencileri bağımsız araştırmacı ve bilim insanı olmaları için eğitmek üzere tasarlanmış, lisansüstü ve doktora programları da dahil olmak üzere, çeşitli lisansüstü programlar sunar. Bu programlar, öğrenci seçiminde oldukça seçici ve titizdir olup öğrencilere danışman hocalar eşliğinde araştırma yapma fırsatları sunarlar. Araştırma üniversitelerindeki yüksek lisans öğrencileri genellikle en yeni özgün araştırma projelerinde yer alırlar ve araştırma becerilerini geliştirmek için öğretim üyeleriyle yakın iş birliği içinde çalışırlar.

Araştırma üniversitelerinin diğer bir özelliği ise, araştırma faaliyetlerini desteklemek için genellikle devlet kurumlarından, özel vakıflardan ve endüstri ortaklarından önemli miktarda finansman alır. Bu fon, araştırmacıların diğer kurumlarda mümkün olmayabilecek çalışmaları yürütmelerine olanak tanır. Araştırma üniversitelerinin tanımlayıcı özelliklerinden birisi araştırma yoluyla yeni bilgi üretmek olduğundan araştırma üniversitelerindeki öğretim üyelerinden, özgün araştırmalar yürütmeleri, bilimsel makaleler ve kitaplar yayınlamaları ve araştırma projelerini desteklemek için dış finansman sağlamaları beklenmektedir. Araştırma üniversitelerinin ayrıca diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak ve araştırma bulgularını konferanslar ve yayınlar yoluyla yaygınlaştırarak kendi alanlarının ilerlemesine katkıda bulunmaları beklenmektedir.

Araştırma üniversitelerinde görev yapan akademisyen, öğrencileri ve araştırma çıktıları yüksek standartlara sahiptir. Tüm alanlarda mükemmellik için çabalarlar ve kaliteli araştırma ve eğitim çıktıları üretmekten kendilerini sorumlu tutarlar.

Araştırma üniversitelerinin genellikle yerel topluluklarıyla güçlü bağları kurması beklenir. Çünkü araştırma sonuçlarının toplumu olumlu yönde etkilemek, sorunlara çözüm üretmek ve toplum refahının yükselmesine katkı sağlaması ana hedeflerden birisidir. Örneğin, acil sosyal sorunları ele almak, bölgelerindeki ve bölge dışındaki insanların yaşam kalitesini iyileştirmek için sivil toplum kuruluşları, politika yapıcılar ve diğer paydaşlarla iş birliği yapmaları önem arz etmektedir.

Eğitim Üniversitelerinin Özellikleri

Eğitim veren üniversitelerinin temel öncelikli amacı, yüksek kalitede lisans eğitimi sağlamaktır. Eğitim veren üniversitelerdeki öğretim üyelerinden, kendilerini lisans öğrencilerinin seçtikleri alanlarda başarılı olmaları için gerekli bilgi ve becerileri geliştirmelerine yardımcı olabilecek, yetenekli ve özveriyle kendini işine adamış eğitimciler olması beklenir. Eğitim veren üniversiteleri, araştırma faaliyeti yürütülürken bunu genellikle kurumun ana birincil amacı olarak görmezler.

Dolaysıyla eğitim veren üniversiteler, birincil misyon ve vizyon olarak yüksek kaliteli lisans eğitimine öncelik verirler. Ana hedef, öğrencilere seçtikleri çalışma alanında sağlam bir temel eğitim sağlamak ve gelecekteki kariyerlerinde başarılı olmak için ihtiyaç duydukları becerileri geliştirmelerine yardımcı olmaktır.

Eğitim veren üniversitelerin, öncelikli amacı yüksek kalitede lisans eğitimi vermek olduğundan öğretim üyelerinden, kendilerini lisans öğrencilerinin seçtikleri alanlarda başarılı olmaları için gerekli bilgi ve becerileri geliştirmelerine yardımcı olmaya adamış, yetenekli ve kendini işine adamış eğitimciler olması beklenir. Eğitim veren üniversiteleri de araştırma yürütebilirken, genellikle kurumun birincil odak noktası olmayıp, öğretim üyeleri genellikle kendi çalışma alanlarında uzmandırlar, araştırmadan çok eğitim konusunda tercih kullanırlar. Öğrenci başarısını destekleyen, ilgi çekici bir öğrenme ortamı ve metodu oluşturmak yaratmaya kararlıdırlar. Ayrıca, eğitim üniversitelerdeki öğretim üyeleri, genellikle sınıf dışında öğrenciler tarafından erişilebilir durumda olmalıdırlar, böylece mentorluk, danışmanlık ve diğer akademik destek biçimlerini sağlayabilirler. Bu, ekstra yardıma veya rehberliğe ihtiyaç duyan öğrenciler için özellikle yararlı olabilir. Bunun nedenle, akademisyen seçimi, atama ve yükselme kriterleri bu doğrultuda yapılmalıdır.

Eğitim veren üniversiteler genellikle çok çeşitli lisans programları sunarken araştırma üniversitelerinden daha az lisansüstü programa sahip olması beklenir. Bu programlar, öğrencilerin seçtikleri alanda giriş seviyesi pozisyonlara veya yüksek lisans veya mesleki okullarda daha ileri eğitime hazırlamak için tasarlanmıştır.

Eğitim veren üniversitelerde genellikle araştırma üniversitelerine göre daha küçük sınıflar olması beklenir, bu da daha fazla bireysel ilgiye, daha kişiselleştirilmiş daha birebir bir öğrenme deneyimine olanak sağlayabilir. Öğrenciler, hocaları ile etkileşime geçmek, sınıf tartışmalarına katılmak ve yüz yüze bilgi paylaşımında bulunmak için daha fazla fırsata sahip olabilir.

Eğitim veren üniversitelerdeki öğretim üyeleri, genellikle sınıf dışında öğrenciler tarafından erişilebilir durumdadır ve mentorluk, danışmanlık ve diğer akademik destek biçimlerini sağlayabilirler. Bu da ekstra yardıma veya rehberliğe ihtiyaç duyan öğrenciler için özellikle yararlı olabilir.

Son olarak eğitim veren üniversitelerin, öğrencilerin hizmet içi öğrenime veya toplumsal temelli araştırma projelerine katılmaları için fırsatlar sağlayarak yerel topluluklar, sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşlar ile iş birliği içinde olmaları beklenir. Bu nedenle, eğitim veren üniversiteler, güçlü bir toplumsallık duygusunu öğretim üyelerine ve öğrencilerine müfredat dışı etkinliklerle eğilmelerine ve katıl sağlamalarını teşvik ederler.

Bunlara eklenebilecek daha birçok özellik olabilir. Katkılarını bekleriz.

Kalın sağlıcakla…

 

 

Comments

Popular posts from this blog