MEDENIYET
ali güneş
Medeniyet, ülkemizde en sık
kullanılan kelimelerden birisi diye düşünüyorum.
Herkes bir anlam yüklüyor 9
harfli kelimeye…
Farklı çağırışımlar yapıyor insanların
zihninde…
Bilende konuşuyor, bilmeyende…
Medeniyet, bazen bir kişi,
kişinin tutum ve davranışları veya toplum içinde başkaları ile olan ilişkiler
yumağı olabiliyor…
Medeniyet, bazen de toplumun
genel durumunu ifade edebiliyor...
Medeniyet, kimi zamanda Samuel
Huntington’ın ifadesiyle başka medeniyetlerle çatışma alanı olabiliyor…
Bazıları muasır medeniyet diyor…
Bazıları da kadım medeniyet
diyor…
Bu kavramların altını doldursak da
doldurmasak da bir medeniyettir dolanıp duruyor dillerde…
Çünkü kavramı kullanan kişilerin
çoğu, anlamını bilmese de kendilerine göre bir anlam yüklüyorlar, kendi konumlarını,
duruşlarını ve bakış açılarını ifade etmeye çalışıyor…
Bu
anlamda medeniyet kavramı, ülkemizde kullanıldığı şekline bakılırsa ideolojik
bir anlam kazanıyor. Kavramı kullanan kişilerin çoğu kelimeye yükledikleri
anlama göre dünya görüşlerini, algılarını ve inançlarını, kısaca kimliklerini beyan
etmeye çalışıyorlar.
O halde medeniyet nedir? Medeniyet
Bireysel ve toplumsal açıdan ne fayda sağlar?
Medeniyet,
en basit genel hali ile insan toplumlarının karmaşık sosyal, kültürel ve teknolojik
gelişimini ifade eden bir yapı, oluşum ve konumdur. Dil, sanat, edebiyat, bilim,
yönetişim, altyapı ve sosyal organizasyon gibi toplum/toplumların çeşitli
yönlerini ihtiva ederek ulaştığı seviyeyi gösterir. Ayrıca, bir medeniyet,
tarım, mimari, yazı sistemleri, ticaret, şehirleşme, ortak yaşam ilkleri,
insan-haklarının korunması gibi alanlardaki ilerlemelerle de ifade eder.
Yukarıdaki
genel tanımı genişletirsek…
Medeniyet,
bir sosyal organizasyon ve toplu yaşam biçimidir. Toplumun sosyal düzen, iş
birliği ve dayanışma çerçevesinde barış içinde yaşamanın ilkelerini sağlar ve
kurumsallaştırır. Bu bağlamda medeniyet, insan etkileşimlerini yöneten, bir
istikrar, uyum ve güvenlik normları belirleyen, yasalar ve kurumların oluşmasına
kapı aralayan bir yapıdır. Böylece medeniyet, bireylerin topluluklar halinde birbirlerini
ötekileştirilmeden yaşamalarına, birbirlerine saygı duymalarına, güvenlik içinde
yaşamalarına, kaynakların adil ve eşit bir şekilde paylaşılmasına, toplumu
oluşturan bireylerin sağlanan sunulan imkanlardan eşit bir şekilde
yararlanmasına ve iş bölümünde eşit fırsatların verilmesine olanak sağlar.
Medeniyet
aynı zamanda bir kültürel gelişimi ve ilerlemeyi ifade eder. Edebiyat, sanat,
müzik ve felsefe dahil olmak üzere kültürün gelişmesine ve ilerlemesine olanak
sağlayan kaynaklarını besler. Kültürel kavramlar, ifadeler ve oluşumlar, insan
deneyimini ve tecrübesini zenginleştirerek nesiller boyunca bilgi ve kültürel değerlerin
aktarımını kolaylaştırır, yaratıcılık, kendini ifade etme ve yeni fikirlerin
ortaya çıkmasına sebep olur. Bu yüzden kütüphaneler ve içindeki kitap sayısının
zenginliği, okur-yazar oranının yüksekliği, entelektüel, kritik-analitik
düşünce seviyenin tatminkâr düzeyde olması ve dolaysıyla kültürel gelişimin
kendini yenileyerek sürekli olarak evrilmesi toplumun medeniyet
göstergelerindendir.
Medeniyet
ve kültürel gelişimdeki ilerleme doğal olarak edinilen kollektif bilgi birikiminin
korunmasını kolaylaştırır. Bunu yapamayan medeniyetler maalesef yok
olmuşlardır. Yazım sistemleri ve eğitim kurumları, bilginin nesiller boyunca
depolanmasına, yayılmasına, genişletilmesi ve sonraki nesillere aktarılmasına izin
verir. Bu bağlamda, sürekli öğrenme ve bilgi birikimi, bilim, teknoloji,
felsefe ve yönetişim dahil olmak üzere çeşitli alanlarda bireysel ve toplumsal ilerleme
sağlar.
Medeni
toplumlardaki bu ilerleme, aynı zamanda sosyal ilerleme ve toplumun refah
seviyesinin yükselmesine olanak sağlar. Örgütlü yönetişim ve kurumlar
aracılığıyla toplumlar sosyal sorunları ele alabilir, kritik-analitik düşünce
ekseninde tartışabilir, ortak aklı kullanarak sorunlarına çözüm üretebilir, adaleti,
eşitliği ve insan haklarına saygıyı teşvik edebilir ve hatta yasal zemine
oturtabilir, eğitim, sağlık ve sosyal destek sistemleri için çerçeveler
oluşturarak hizmetin tabana yayılmasını sağlayabilir. Medeniyetin temel
amaçlarından birisi de toplumda bireylerinin refahının ve ilerlemesinin
sağlanması, fırsat eşitliğinin güvence alınması, bireylerin hayat
standartlarının ve yaşam kalitesinin yükselmesini sağlamaktır.
Bunu
sağlamın yollarından birisi de ekonomik refahın geliştirilmesi ve toplum
geneline yaygınlaştırılmasıdır. Medeniyet, bir toplumun ekonomik büyümesini ve refahın
yükseltilmesini teşvik eder. Medeniyet, sağlıklı bir şekilde organize olmuş ticaret
ve ekonomik sistemler aracılığıyla mal ve hizmetlerin üretimini, mübadelesini
ve dağıtımını sağlamaya imkân verir. Böylece, artan zenginliğin toplumun küçük
bir kesiminin elinde toplamasının önüne geçerek gelişmiş yaşam standartlarının ve
uzmanlaşmanın, girişimcilik ve ekonomik kalkınma fırsatlarının toplumun geniş
kitlelerine yayılmasına fırsat sağlar.
Yukarıdakilere
ilaveten, medeniyet teknolojik ilerleme ile de yakından ilgilidir. Çünkü
medeniyet, teknolojik ilerlemeyi yönlendirir ve teşvik eder. Toplumlar
ilerledikçe, zorlukların üstesinden gelmek, yaşam koşullarını kolaylaştırmak, iyileştirmek
ve üretkenliği artırmak için yeni araçlar, icatlar ve teknikler geliştirirler.
Teknolojik gelişmeler tıp, ulaşım, iletişim ve endüstri dahil olmak üzere
çeşitli alanlarda yeni buluşlara olanak sağlayarak bireylere ve bir bütün
olarak da topluma büyük fayda sağlar.
Son
olarak, Samuel Huntington’ın görüşlerinin aksine medeniyet evrense düzeyde diğer
medeniyetlerle birbirine bağlıdırlar. Medeniyet, evrensel olarak birbirine
bağlılığı ve karşılıklı bağımlılığı teşvik ederek büyür ve gelişir. Bir
medeniyetin tek başına var olması ve yaşaması oldukça zordur. Örneğin,
günümüzde teknoloji, ulaşım, eğitim ve iletişim alanındaki gelişmeler, farklı
medeniyetler arasında bilgi, fikir, kültür, tecrübe ve mal alışverişini
kolaylaştırmıştır. Bu karşılıklı bağlantı, kültürlerarası anlayışı, iş
birliğini, bilgi ve tecrübe paylaşımını teşvik ederek karşılıklı faydalara ve evrensel
bir iş birliğinin gelişmesine imkân sağlamaktadır.
Özetle
medeniyet, sosyal örgütlenme, kültürel gelişme, teknolojik ilerleme, ekonomik
refah, bilgi birikimi, sosyal ilerleme ve evrensel anlamda karşılıklı bağlılık
sağladığı için bireylerin ve toplumların yaşamında esaslı bir yer tutmaktadır. Medeniyet,
kolektif kimliğimizi şekillendirir, bireylerin yaşam kalitesini yükseltir, toplumda
farklı düşünsek de öteleştirmeden birbirimize saygı duymayı, nezaketle davranmayı
ve empati kurmayı öğretir, ortak yaşama kültürünü geliştirir ve ilerlemeyi
kolaylaştırır, sonuçta bir bütün olarak toplumun iyileştirilmesine büyük bir
katkı sağlar.
Comments
Post a Comment